Giriş
Alacaklının alacağına kavuşabilmesi için başvurabileceği yollar, sadece cebrî icra takibiyle sınırlı olmayıp, borçlunun malvarlığına doğrudan etki eden bazı özel hukuk yollarını da içerebilir. Bu bağlamda, borçlunun iştirak hâlinde veya elbirliği mülkiyetiyle malik olduğu taşınmazlarda, özellikle miras kalan mallarda, alacaklıların İcra ve İflas Kanunu m. 121 uyarınca dava açma hakları büyük önem taşımaktadır. Bu madde, alacaklının, borçlunun hissedar olduğu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesini talep etmesini mümkün kılmaktadır.

1. Kanuni Düzenleme: İİK m. 121
İİK m. 121’e göre:
“Alacaklı, haczettiği veya rehnedilmiş olan bir taşınmazda borçlunun hissedarı bulunması hâlinde, icra mahkemesinden satış suretiyle ortaklığın giderilmesini talep edebilir.”
Bu hüküm çerçevesinde, alacaklının taşınmazın tamamına değil, yalnızca borçlunun hissesi oranında hak talebi vardır. Ancak, uygulamada bu hakkın hayata geçirilebilmesi, miras hukukunun özellikli yapısı nedeniyle bazı tartışmaları da beraberinde getirir.
2. Miras Mallarında Elbirliği Mülkiyeti ve Haciz
Mirasın intikaliyle birlikte, terekeye dahil mallar üzerinde mirasçılar elbirliği mülkiyetiyle malik olurlar (TMK m. 640). Bu mülkiyet türünde, mirasçılardan herhangi birinin payı belirli değildir ve mirasçılar taşınmazda müşterek değil, birlikte malik konumundadırlar.
İcra takibi sırasında borçlunun miras hakkı haczedilebilir. Ancak bu haciz, somut bir paya ilişkin olmadığından, uygulamada elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi gerekir. Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. Hacizden sonra alacaklının dava açabilmesi için ya borçlunun miras payının belirlenmesi gerekir ya da doğrudan elbirliği mülkiyetine son verilmesi istenir.
3. Alacaklının Ortaklığın Giderilmesi Davası Açması
Borçlunun miras yoluyla edindiği taşınmaz üzerinde alacaklı, haciz sonrası ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep edebilir. Burada önemli hususlar şunlardır:
- Davacı: Haciz koyduran veya rehin hakkına sahip olan alacaklıdır.
- Davalılar: Diğer paydaşlardır, yani diğer mirasçılardır.
- Yetkili ve görevli mahkeme: Taşınmazın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir.
- Dava konusu: Satış suretiyle ortaklığın giderilmesidir.
Bu dava, İİK m. 121’in alacaklıya tanıdığı özel bir imkândır. Normalde ortaklığın giderilmesi davaları malik sıfatına sahip kişilerce açılırken, burada alacaklının borçlunun hissesi üzerinden hareket etmesi söz konusudur.
4. Yargı Kararlarında Uygulama
Yargıtay içtihatlarına göre, alacaklının bu davayı açabilmesi için haczin gerçekleşmiş olması ve borçlunun taşınmazda hissedar olduğunun sabit olması gerekir. Ayrıca miras malı üzerinde elbirliği mülkiyetinin devam etmesi hâlinde öncelikle İcra Hukuk Mahkemesi’nden satışın ne şekilde yapılacağına dair yetki kararının çıkartılması ve bu şekilde dava yolunun belirlenmesi gerekmektedir.
5. Dava Süreci ve Sonuçları
Ortaklığın giderilmesi davasında mahkeme, taşınmazın aynen taksimi mümkün değilse satış suretiyle paylaştırılmasına karar verir. Satıştan elde edilen bedel, hisseler oranında dağıtılır ve borçlunun payına düşen bedel, alacaklının alacağına mahsup edilmek üzere icra dosyasına gönderilir. Bu durum hem alacaklının alacağına kavuşmasını hem de terekenin paylaşılmasını sağladığı için pratik ve etkili bir yoldur.
Sonuç
Borçlunun miras yoluyla edindiği mallarda elbirliği mülkiyeti söz konusu olsa bile, alacaklının alacağına ulaşabilmesi için İİK m. 121 uyarınca açacağı ortaklığın giderilmesi davası, önemli bir hukuki imkândır. Ancak bu davanın açılabilmesi, haczin varlığına, borçlunun hisse sahibi olmasına ve çoğu durumda elbirliği mülkiyetinin sona erdirilmesine bağlıdır. Uygulamada gerek miras paylaşımı gerek paylı mülkiyete geçiş süreçlerinin karmaşık yapısı, bu davaları daha da teknik hâle getirmektedir. Yine de, alacaklının haklarını koruyan bu düzenleme, İcra ve İflas Hukuku ile Miras Hukuku’nun kesişiminde önemli bir yere sahiptir.